Bazen bir ülkenin kaderi, yerin altındaki bir cevherle değişir. Türkiye'nin geleceğini değiştirecek o cevherin adı Toryum. Bugün bu kelimeyi bilmeyen çok, ama gelecek yüzyılı şekillendirecek güç onda saklı.
Toryum nedir?
Kısaca anlatayım: Nükleer enerji üretiminde kullanılan bir element. Ancak klasik nükleer santrallerde kullanılan uranyumdan çok daha güvenli. Patlama riski yok, çevreyi kirleten atık yok. Bir kilo toryum, milyonlarca kilo kömürün verdiği enerjiyi sağlıyor. Üstelik doğalgaz ve petrol gibi ithalat bağımlılığı yok.
En önemlisi: Türkiye, dünyanın en büyük toryum rezervlerinden birine sahip. Yani enerji bağımsızlığımız için gereken güç elimizin altında. Doğru yatırımla bu ülke sadece elektrik üretiminde değil, ekonomide de dünya devleriyle yarışır. Cari açık diye bir dert kalmaz, sanayi ucuz enerjiyle güçlenir, işsizlik tarihe karışır.
Bugün Çin toryum reaktörünü devreye aldı. Hindistan sırada. Avrupa hazırlık yapıyor. Çünkü biliyorlar: Enerjiye hükmeden, dünyaya hükmeder.
Biz ne yapıyoruz? Petrol ve doğalgaz bulduk diye seviniyoruz. Elbette bunlar önemli ama sınırlı ve pahalı kaynaklar. Toryum ise kolay erişilebilir, temiz, ucuz ve verimli. Daha ne bekliyoruz?
Bu gecikmenin sebebi ne? Dünyadaki enerji dengesiyle oynayacak bir güçten bahsediyoruz. Elbette ki petrol ve gaz lobileri bu dönüşümü istemiyor. Çünkü toryum devreye girerse, petrol devlerinin saltanatı biter.
Türkiye'nin yapması gereken bellidir:
• Toryum, milli proje ilan edilmeli.
• Enerji Bakanlığı bünyesinde Toryum Teknoloji ve Yatırım Enstitüsü kurulmalı.
• Üniversiteler, özel sektör ve devlet tek masada birleşmeli.
• Enerji ithalatına giden milyar dolarların bir bölümü toryuma yönlendirilmeli.
Bu mesele sadece enerji değil; Türkiye'nin bağımsızlığı ve zenginliği meselesidir. Enerji bağımsızlığı olmayan bir ülkenin, siyasal bağımsızlığı da olmaz.
Bugün karar verirsek yarın biz kazanırız. Karar vermezsek başkaları kazanır. Çünkü Çin yaptı, Hindistan yapıyor. Biz hâlâ seyrediyoruz.
Bir gün çocuklarımız bize şunu soracak:
"Baba, neden kendi hazinemizi başkalarına bıraktınız?"
O soruya vereceğimiz cevap şimdiden hazır olmalı:
"Biz seyretmedik, harekete geçtik!"