Tarih: 25.08.2025 01:17

SABAHI GELMEYEN RÜYA

Facebook Twitter Linked-in

Bazen rüyaların misafiriyiz, bazen de hayatın uykusunda.
Rüya mı gerçektir, yoksa gerçek mi rüya?
İnsan… belki de ikisinin arasında asılı kalmış bir yolcudur."

Bu söz, aslında bugünün dünyasının ruhunu anlatıyor. İnsanlık büyük bir hızla değişiyor. Bilim ilerliyor, teknoloji her gün hayatımıza biraz daha giriyor. Ama bütün bu ilerlemenin yanında kaygılar da büyüyor.

Dünyanın neresine bakarsak bakalım aynı tabloyu görüyoruz: Topraklarımızı doyuran gıdalar tartışmalı, denizler plastikle boğuluyor, hava ağırlaşıyor. Ekonomiler büyüdüğünü söylüyor ama insanlar geleceğe güvenle bakamıyor. Siyasetçiler büyük sözler veriyor ama toplumun aradığı şey aslında daha basit: güven, adalet, huzur.

Modern insanın hayatı, rüya ile gerçek arasında gidip geliyor. Telefonların ışığında dünyaya bağlanıyoruz ama yanımızdakine uzak kalıyoruz. Her şey hızlanıyor, fakat içimizdeki daralma geçmiyor.

İşte bu yüzden "sabahı gelmeyen rüya" sadece bir benzetme değil, yaşadığımız çağın aynası. Ama unutmayalım: Tarih boyunca her karanlığın ardından bir sabah doğdu. İnsanlık her krizden sonra yolunu yeniden buldu.

Bugün de çıkış yolu var: gıdamızın güvenliği için yerel üretime ve doğal tarıma yeniden değer vermek, çocuklarımızın geleceği için plastik tüketimini azaltmak ve doğayı korumak, insanların huzuru için siyaseti büyük sözlerden küçük çözümlere indirmek ve hepimiz için telefon ekranından başımızı kaldırıp yanımızdakine bakmak.

Belki de aradığımız sabah sandığımızdan daha yakındır.

"Hiçbir gece sabahsız değildir; bazen o sabah insanın kendi içinde başlar."

Çetin Ay
İş İnsanı | Siyasi Stratejist




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —